BALKAN SAVAŞI

Osmanlı devleti ile balkan ülkeleri arasındaki iki evreli savaş (1912-1913). Balkan Savaşı'nın birinci aşamasında (Birinci Balkan Savaşı da denir), Bulgarlar ile Sırplar arasında imzalanan anlaşmaya (13 Mart 1912) Yunanistan ve Karadağ'ın da katılmasıyla savaş hazırlıklarına girişen Balkan devletleri, 13 Ekim'de ortak bir nota vererek, Osmanlı hükümetinden Girit, Arnavutluk, Makedonya'ya özerklik tanınmasını ve ordunun terhis edilmesini istediler. Osmanlı hükümeti, bu istekleri kabul etmeyince, 2 Ekim'de Karadağ, 18 Ekim'de Bulgaristan ve Sırbistan, 20 Ekim'de de Yunanistan, Osmanlı devletine savaş açtılar. İç karışıklıklardan ötürü yeterince hazırlanamamış olan Türk kuvvetleri, Kırklareli'nde Bulgarlarla, Kumanova'da Sırplara yenildiler ve Sırplar Arnavutluk'a, Bulgarlar İstanbul'a yürürken, Yunanlılar ege adalarından bazıları ile Selanik'i ele geçirdiler. Osmanlı ordusu Bulgarları Çatalca önlerinde durdurmayı başardıysa da, Sırplar, Karadağlılar ve Yunanlıların saldırıları önleyemeyince, Osmanlı hükümeti barış sağlanması için büyük devletlere başvurmak zorunda kaldı. 16 Aralık 1912'de toplanan Londra Konferansı sonucunda imzalanan anlaşmalarla, Bulgaristan sınırının Midye-Enez hattına alınması, Selanik, Girit ve Makedonya'nın güney kesiminin Yunanlılara, Makedonya'nın orta kesiminin Sırplara Kavala, Dedeağaç ve Edirne'nin Bulgarlara bırakılması kabul edildi.
Bulgaristan'ın güçlenmesinden çekinen Sırbistan ve Yunanistan'ın Bulgaristan'a karşı bir ittifak oluşturmaları ve Bulgaristan'ın onlara, Osmanlı hükümeti ile Romanya'nın da Bulgaristan'a savaş açmalarıyla başlayan Balkan Savaşı'nın ikinci aşamasında (İkinci Balkan Savaşı da denir), Osmanlı kuvvetleri Edirne'yi geri aldılar ve bütün cephelerde yenilen Blugaristan'ı barış istemesi üstüne Balkan devletleri arasında imzalanan Bükreş Anlaşması'nın (10 Ağustos 1913) ardından imzalanan İstanbul Anlaşması'yla (29 Eylül 1913) Edirne ve Kırkkilise yeniden Osmanlı topraklarına katıldı. Yunanlılarla 14 Kasım 1913'te imzalanan anlaşmayla da, Girit'in Yunanlılarda kalması ve Anadolu kıyılarındaki adaların kimin olacağı konusunda büyük devletlerin hakemliği kabul edildi.

"Atatürk'ün Hayatı" sayfasına geri dönüş